Proloterapi, proliferatif tedavi olarak da adlandırılan ve kronik kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında yıpranmış ya da hasarlı bölgenin yenilenmesini sağlamak amacıyla kullanılan enjeksiyon bazlı tamamlayıcı bir tedavi türü olarak tanımlanabilmektedir.
Proloterapi; zayıflamış, hasarlı, aşınmış, yıpranmış, gevşemiş veya gücünü kaybetmiş olan tendon, ligament ve eklemlere uygulanmaktadır. Proleterapi uygulaması sırasında, proliferatif nitelikte (hücre ve doku yenileyici), irritan (tahriş edici) solüsyonlar enjekte edilmektedir. Enjekte edilen solüsyonlar, dekstroz veya mannitol; her ikisi de doğal şekerden elde edilmiş maddelerden oluşmakta ve yenilenme etkisi meydana getirerek dokuların eski gücüne kavuşmasını sağlamaktadır.
Proloterapi uygulamasıyla enjekte edilen proliferatif solüsyonlar, tendonların kaslarla birleşme yerlerinde, eklemlerde, tendon ve ligamentlerin kemiklere yapışma yerlerinde yangılar oluşturarak bu dokuların yenilenmesini ve tekrar güçlenmesini sağlamaktadır.
Proloterapi Tarihçesi
Proloterapi uygulaması, daha çok kas-eklem ağrı ve zedelenmeleri için kullanılmakta olan tamamlayıcı bir tıbbi tedavi yöntemidir. Proloterapi uygulamasında, zedelenmiş ya da işlevini yitirmiş, eklem, kıkırdak, bağ ve tendonlarda yeniden yapılanma ve kendini tamir etme niteliğinin sağlanabilmesi için, iyileşme uyarılmaktadır.
Pomeroy, proloterapinin tarihi üzerine araştırmalar yapmış ve bu araştırmalardan oluşturduğu kitapta, proloterapinin 50 yıldan fazla bir zamandan beri fizik tedavi hekimleri ve osteopatlar tarafından uygulanan bir metot olduğu yönünde tespitler ortaya koymuştur.
1930’lu yıllarda Hackett, Gedney D.O., David Shuman D.O tarafından ligamentlere enjeksiyon yapılmaya başlanmıştır. Proloterapi kelimesi ise, tarihte ilk kez Hackett tarafından 1950 yılında kullanılmıştır. Hackett, proloterapiyi güçsüz ve yetersiz yapılarda sağlanan hücre oluşumu ve rejenerasyon olarak tanımlamıştır. Hackett, bu metodun geliştirilmesine özellikle ağırlık vermiş ve yaptığı araştırmalar doğrultusunda 1956 yılında ilk psikoterapi kitabını yayınlamıştır. Hackett tarafından yayınlanan kitap, bu alanda temel kaynak oluşturmuştur. Gerçekleştirilen bu çalışmalar, daha sonra bu konuda yapılan araştırmalara önemli bir kaynak ve ışık oluşturmuştur. Bu doğrultuda Dr. Gustav Hemwall tarafından da önemli çalışmalar gerçekleştirilmiş, psikoterapi eğitimleri ve öğretimi hakkında gelişmeler sağlanmıştır.
Proloterapi, 1900’lü yılların başından itibaren üzerinde çalışmalar gerçekleştirilen ve özellikle Amerika’da uygulaması yapılan bir işlem olmasına rağmen, ancak 2000’li yıllardan itibaren tüm dünyada ve ülkemizde ağrılı hastalıkların tedavisinde uygulanmaya başlanmıştır.
Proloterapi Öncesi Hangi Hazırlıklar Yapılmaktadır?
Proloterapi öncesi doktor tarafından gerçekleştirilmesi gereken hazırlıkları şu şekilde sıralayabilmekteyiz:
- Direkt grafi, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografi taraması gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak, tedavisi amaçlanan bölgeyle ilgili gerekli değerlendirmeler yapılmaktadır.
- Yapılan değerlendirmeler doğrultusunda, enjeksiyonların gerçekleştirileceği noktalar belirlenmektedir.
- İşlem öncesi belirlenen bölgenin alkol yardımıyla temizlenmesi ve ağrıyı azaltmak amacıyla enjeksiyon bölgesine krem uygulanması gerekmektedir. Şiddetli ağrı hissetme durumlarında ise, hastalar sedasyon yöntemiyle uyutulabilmektedir.
- Proloterapi uygulaması öncesi ve sonrasında ağrı kesici ilaçların kullanılmaması gerekmektedir. Proloterapi uygulamasının vücutta kuvvetli bağışıklık yanıtı oluşturabilmesi ve daha etkili nitelikte gerçekleşebilmesi için, uygulamadan en az üç gün önce antiinflamatuar ilaçların kullanımının bırakılması gerekmektedir.
- Proloterapi uygulaması öncesi, uygulama sırasında kanama eğilimi oluşturma ihtimali bulunan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının bırakılması gerekli olabilmektedir.
- Hastada herhangi bir enfeksiyon durumu olmadığının kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
- Hastanın işlem öncesi ve sonrası, bol su tüketmesi ve C vitamini alması, tedaviye yardımcı olmaktadır.
Proloterapi Nasıl Uygulanır?
Proloterapi uygulamasında enjekte edilen solüsyonlar, vücutta tahriş etkisi oluşturmakta ve oluşan bu tahrişe cevap olarak vücutta yenilenme tetiklenmektedir. Dolayısıyla proloterapi, ağrı tedavisinde kullanılmakla birlikte, temel olarak ağrı kesici bir niteliğe sahip değildir. Proloterapi uygulamasında temel amaç, vücutta ağrıya sebep olan yapıların yenilenmesi ve güçlenmesidir.
Vücutta irritasyon (tahriş) oluşturmak amacıyla enjekte edilen solüsyonlarla birlikte tamir edici hücrelerin (VEGF, PDGF, FGF, hormonlar gibi) salınımı tetiklenmektedir. Proloterapi uygulaması sonrası, yoğun tamir edici hücrelerle birlikte vücudun kendini tamir mekanizması devreye girmekte ve yaklaşık olarak 3 ay daha bu süreç devam etmektedir.
Proloterapi uygulamasında, enjekte edilen doğal içerikli enjeksiyonlar yoluyla vücudun doğal iyileşme mekanizması harekete geçirilmektedir. Dolayısıyla vücudun doğal fonksiyonlarının tekrar kazandırılması, herhangi bir ilaç kullanılmadan gerçekleştirilmektedir.
Proloterapi ilaç uygulanmadan gerçekleştirilen bir tedavi yöntemi olduğu için, vücutta hiçbir yan etkiye sebep olmamaktadır.
Proloterapi Hangi Hastalıklarda Uygulanabilmektedir?
Proloterapi temel olarak, kronik nitelikte (uzun süreli) ağrılarda uygulanmaktadır. Bu bakımdan etkili proloterapinin uygulanabildiği hastalıkları şu şekilde sıralayabilmekteyiz:
- Kronik boyun, bel, omuz, sırt, diz ve ayak bileği ağrıları
- Kısmi tendon, bağ ve kas lezyonları
- Spor yaralanmaları
- Karpal tünel sendromları
Proloterapi Nedir SSS Soruları
Proloterapi zayıflamış, aşınmış, yıpranmış, hasarlanmış, gevşemiş ve gücünü kaybetmiş tendon, ligament ve eklemlere proliferatif (hücre ve doku yenile ...
Proloterapi (prolotherapy) 1940‘lı yıllarda Amerikalı doktor Dr George S. Hackett tarafından bulunmuş, daha sonra Dr Hackett ve Dr Hemwall tarafı ...
Eklem gevşeklikleri ve güç kaybı (laksite)
Tendinit ve ligamentit (Tendon ve ligamentlerde iyileşmeyen kronik ağrılar)
Bursit (eklem ve tendonl ...
Kaç seans yapılacağını hastanın ve hastalığının durumu belirler ve birçok faktöre bağlıdır. Hastanın yaşı, kilosu ve hastalığın süresi, hasarın büyükl ...
Enjeksiyonlar 3-4 haftada bir yapılmaktadır. Fakat doktorunuz tedavinin seyrine göre bu süreyi 2 haftaya kadar kısaltabilir ya da 6-8 haftaya kadar uz ...