Kupa Tedavisi
İçerik Güncelleniyor......
Hacamat, cilt üzerinde milimetrik çizikler yapılarak, çeşitli malzemelerin de yardımıyla vücutta negatif basınç oluşturma yoluyla biriken toksinlerin vücuttan atılması yöntemidir. Geleneksel ve tamamlayıcı bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkan hacamat tedavisiyle;
Hacamat tedavisinin amacı, tam olarak kelime kökeni ve anlamına eş düşmektedir. Hacamat, Arapça kökenli bir kelime olarak, iki temel anlama sahiptir; emmek ve doğru hacmine sokmak. Bu doğrultuda, hacamat tedavisinin vücutta biriken toksinlerin atılması ve böylece vücut sağlığının tekrar kazandırılması amacı taşıdığını söyleyebilmekteyiz.
Toksin adını verdiğimiz atıklar, hücreler tarafından dışarı atılan içeriklerdir. Hücreler tarafından dışarı atılan bu içerikler, lenfatik kapiller, daha çok bilinen adıyla lenf sıvıları tarafından alınmakta ve mikrosirkülasyona aktarılmaktadır. Bu bakımdan lenf sıvısı ağırlıklı olarak, hücreler tarafından atılan içeriklerden, dolayısıyla vücut dışına atılması gereken toksinlerden oluşmaktadır diyebilmekteyiz. Bu işleyiş normal vücut koşullarında sağlıklı olarak sürdürülmekte ve sirkülasyon sağlanabilmektedir. Ancak vücutta toksin birikmesi başladığı zaman, bu işleyiş doğru şekilde sürdürülememekte ve toksinlerin vücuttan atılamaması, sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Hacamat uygulamasının yapıldığı, dermisin orta-üst bölgesi, tam olarak işleyişin bozulduğu ve problemlere kaynaklık oluşturan bu bölgedir.
Milattan önce 5000 yıllarına dayanan tarihsel kökene sahip olan hacamat tedavisi, birçok antik toplumda tedavi yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu köken ve tarihsel süreç, aslında bugün geliştirilen yöntemlerle oldukça etkili bir geleneksel tamamlayıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmakta olan hacamat tedavisi hakkında bilgi vermektedir.
Antik dönem tıp anlayışında, hastalıkların etiyoloji ve patogenezinde Humoral Patoloji Teorisi esas alınmaktaydı. Kaynak ve temel niteliğindeki bu teori, M.Ö 5.yy’da Hipokrat tarafından geliştirilmiş, içeriğine 4 element teorisi eklenmiştir. İlerleyen süreçte İbn-i Sina tarafından da geliştirilen bu teoriye, ruh kavramı da dahil edilmiştir. Bu teori, hacamat tedavisinin de temel aldığı gibi, hastalıkların sebebinin vücutta bulunan bazı sıvılardan kaynaklandığı ön bilgisinden hareket etmektedir. Bu teoriler doğrultusunda gerçekleştirilen çeşitli tedavi yöntemlerinden farklı olarak hacamat tedavisi, etkinliğini ve başarısını sürdürerek günümüze kadar uygulanabilir geleneksel tamamlayıcı bir yöntem olarak gelmiştir.
Nitelik olarak zararlı ya da bozuk olan bu sıvıların vücutta birikmesiyle sağlık sorunlarının ortaya çıktığı temeline dayanan tedavi anlayışı, eski bir tarihsel sürece sahip olan hacamat tedavisinin yol haritasını oluşturmaktadır. Bu yol haritası doğrultusunda hacamat tedavisi, uygulanabilirliğini günümüz koşullarına kadar sürdürmüştür.
Hacamat yöntemi, modern tıbbın içerisinde başka yöntemlere destek ve tamamlayıcı niteliğinde yerini almış, etkili bir terapi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakımdan hacamat tedavisi, hastalık ya da hastalık belirtisi söz konusu olduğunda, her zaman uygulanabilirliğe sahip bir yöntemdir.
Tedavi, ihtiyaca göre zaman ve zemin gözetmeden gerçekleştirilmelidir. Bu durumun, bütün tedavi yöntemleri için geçerli olduğu gibi, hacamat tedavisi için de gerekli bir unsur olduğunu belirtmekte fayda vardır.
Hacamat tedavisi, hastalık ya da hastalık belirtisi söz konusu olmadığı durumlarda, ortaya çıkabilecek hastalık durumlarına tedbir amacıyla gerçekleştirilirken, hadislerde belirtilen gün ve zaman dilimleri dikkate alınarak gerçekleştirilmelidir. Zaten genel itibariyle, en faydalı hacamat tedavisinin vücutta herhangi bir hastalık söz konusu olmadığı zaman yapıldığına dair bir anlayış söz konusudur. Hacamat tedavisi, ay takviminin ay hareketlerine göre insan vücudunda oluşturduğu fizyolojik etkiler doğrultusunda, belli zamanlarda ve henüz hastalık durumu söz konusu değilken uygulanması gereken, ancak böylece vücutta sağlıklı etkileri gözlemlenebilen bir yöntem olarak tanımlanmaktadır. Hadislerde belirtildiği doğrultuda hacamat tedavisinin uygulanması için, normal şartlarda doğru zaman; her kameri ayın ikinci haftasından sonraki günlerdir.
Hadislerde belirtilen ve hacamat tedavisi uygulaması için uygun bulunan günler, belirli günler olmasından ziyade dolunay ile insan fizyolojisi arasında bulunan ilişkiye dayanmaktadır. Dolunay, sahip olduğu enerji ve yapı dolayısıyla, hem dünya üzerinde hem de insan üzerinde çeşitli etkiler meydana getirmektedir. Bu bağlamda dolunayın insan fizyolojisi üzerinde oluşturduğu etkiler dikkate alınarak, hacamat tedavisinin uygulanması ve bu uygulamadan en etkili sonuçların alınabilmesi için bazı belli başlı günler ortaya koyulmuştur.