Sağlıklı Beslenme ve Kanser
Yaşamın sürdürülmesi ve yaşam kalitesinin yükselti...
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1987 yılı mezunudur. 6 yıl ilk basamak sağlık hizmetlerinde çalıştıktan sonra 6 yıl ilaç endüstrisinde tıbbi danışman olarak çalışmış ve araştırmalar yönetmiştir. İnsan sağlığına ruh-beden-zihin bütününde yaklaşmanın gereğine inanan Dr. Nilgün Eröztürk son 13 yıldır kliniğinde bütünsel tıp anlayışında sağlık hizmetleri vermekte ve hastalarını esas olarak beslenmeyi düzenleyerek ve ozon terapi ile tedavi etmekte, tedavilerini ruhsal terapilerle desteklemektedir
Alerjik Hastalıklarda Temel Besin Alerjilerinin Yeri
“Temel besinler” tanımını, günlük beslenmemizde en çok yer tutan, nerdeyse her öğünde yediğimiz besinler için kullanmaktayız. Nedir bu besinler? Ekmek, et, süt, yumurta, şeker. Mayaları da unutmamak gerek aslında; ekmekten peynire, yoğurttan sirkeye; kaçınılmaz olarak pek çok yiyecekte bulunan bu besin katkısı, besin olmamakla beraber, alerjilere zemin oluşturan temel besinlerin arasında yer alıyor.
Son bilimsel gelişmelere bakılırsa, günlük yaşamı zorlaştırmalarının yan sıra, alerjiler günümüzde giderek yaygınlaşan oto-immün hastalıklar başta olmak üzere yaşamı tehdit eden pek çok hastalıktan da sorumlu. Ama alerjilerin çoğundan da her gün yediğimiz sıradan besin maddeleri sorumlu!
Temel besin alerjilerinin yol açtığı oto-immün hastalıkların birkaç tanesinin adını vereyim, ne kadar sık görüldüğüne siz karar verin:
Yine, temel besin alerjilerinin neden olduğu hastalıklardan birkaçı ise;
Sinüzit, gastrit, kolit, reflü, akne vb deri hastalıkları, sedef, Tip-II diyabet, obezite, damar sertliği - damar kireçlenmesi gibi damar hastalıkları, polen, hayvan tüyü, ev tozu gibi yüzlerce maddeye karşı gelişen alerjik tepkiler…
Temel besin alerjileri çeşitli davranış bozukluklarına da yol açıyor:
Hiperaktivite, dikkat eksikliği, sosyal uyumsuzluk, karbonhidrat bağımlılığı…
Bunlar sadece birkaç örnek. Temel besin alerjileri çeşitli ilaçların yan etki profillerini ağırlaştırmak gibi, vücutta daha nice bozukluğa yol açıyor.
Peki, bu süreç nasıl işliyor? Nasıl oluyor da ekmek, süt gibi neredeyse kutsal besinler bizi “alerjik” yapıyor?
Bu arada; alerji ve intolerans kavramlarını kısaca açıklamakta yarar olabilir; zira bu iki tanım çok farklı kavramları tarif ederler:
İntolerans besinlerin karbonhidrat içeriğinin incebağırsakta sindirilememesi sonucunda bu bol şekerli barsak muhtevasının kalınbağırsağa ilerlemesi ve buradaki florayı oluşturan bakteri ve özellikle mantarların bu zengin içerikle aşırı beslenerek gaz oluşturması, bunun da şişkinliğe yol açması sürecini tarif eder. İntolerans sürecinin nedeni, bazı kişilerde bazı sindirim enzimlerinin üretilememesidir.
Besin alerjisi besinlerdeki proteinlere karşı vücutta bir dizi reaksiyon oluşması demektir. Alerji sürecine yol açan asıl neden bazı besinlerdeki proteinlerin bağırsak geçirgenliğini bozması ve vücuda girmesidir. Yabancı bir proteinin vücuda girmesi bir zehrin kana karışması, yabancı bir maddenin vücudu istilası anlamına gelir. Savunma sistemimiz (immün sistem=bağışıklık sistemi) bunu tam olarak bu şekilde algılar. Yabancı bir proteinin vücuda girmesi er-geç yaşamı tehdit eden reaksiyonlar zinciri oluşturur.
Sağlıklı günlerde yeniden buluşmak dileğiyle ...