Sıkça Sorulanlar

Hastalığın organların iyileşmesini engelleyecek kadar ileri aşamada zarar vermediği durumlarda hemen hemen tüm hastalıklarda uygulanabilir.  Ancak özellikle  bel ve boyun ağrılarında Almanya'da en çok kullanılan yöntem  halini almıştır.  Dorn Method altındaki Bağlantı Tablosu'ndan her bir omurgaya denk gelen sinirler ile bağlantılı olası fiziksel ve duygusal olası rahatsızlıklar/hastalıklar görülebilir.

 
1.  El ile hiç bir alet/edavat kullanılmadan yapılan böyle bir terapi, klasik tıpta bugüne kadar uygulanmayan bir yöntemdir.  Ancak devrim sayılacak şekilde yeni bir bilgi olarak her geçen gün biraz daha yayılmaktadır.  Örneğin farklı bacak boylarının ayarlanarak, pelvic dengenin yerine getirilmesi kalça, ilio-sacral ve muhtemel diz ve bilek eklemlerinin subluxation’un giderilmesi ile yapılmaktadır.  Klasik tıp ve chiropractic’teki inanışın aksine kısa olan değil, uzun bacak “problemli” olarak değerlendirilir.
 
2.  Osteopathic bilgilendirmeye göre, her bir omurun ve onun ilgili omurilik bağlantısının belli bir iç organ ile alakası vardır.  Yani bu yapılanmada (omurga) bir kayma, arızalanma olması durumunda, ilgili organın da etkilenmesi ve hastalığın oluşmasına neden olabileceği düşünülebilir.
 
3. Çin tıbbında, özellikle akapunktur ve meridyen biliminde, bitkisel sinir sistemi kullanılarak organların fonksiyonları karşılaştırılmış ve seviyelendirilmiştir.
 
4. Anatomi, fizyoloji, fizik, kimya ve diğer dallardaki Natural-scientific bilgilendirme değerlendirilebilir.
 
Farklı bacak boyu pelvic dengeyi bozmakta, ve bu da genellikle omurga problemlerinin temel nedenini oluşturabilecek ciddi yapısal bozukluklara neden olmaktadır.

En sık karşımıza çıkan nedeni ile; bacak bacak üstüne atarak oturmak, yanlış oturma pozisyonları, yanlış germe egzersizleri kalça ekleminin subluxation’una neden olmakta ve kalçanın etrafındaki kasların dengesizce gerilmesine ve leğen kemiğinin çarpılmasına ve sonuç olarak da sacrum’un kaymasına ve hep beraber de bacak boyunda farklılık olmasına neden olmaktadır.  Aynı şekilde diz ve bilek eklemlerinde de aynı subluxation olabilir.  Bu da bacak boyu farklılığına neden olmaktadır.  Bunun yanı sıra gebelik/doğum, vücudun yanlış kullanımı, düşme, trafik kazası vs gibi nedenler de en büyük etken olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Bacak bacak üstüne atıp, otururken, femur’un başı (uyluk kemiği) kalça kemiğinin içerisinde olması gereken yerdeki (acetabalum) pozisyonundaki doğal pozisyonundan daha farklı bir pozisyonda bulunur.  Çünkü oturma esnasında, ayakta durduğunuzda olduğu gibi kaslar kalçayı stabilize etmediği için, kalça eklemi etrafındaki kaslar rahatlamış durumdadır.  Aynısı, genellikle germe egzersizlerinde de yapıldığı üzere, bacaklarınızı düz tutarak eğildiğinizde, ya da uzun süre araç içerisinde oturtuğunuzda da olur.  Bu mekanizma yaş ile hiç bir alakası olmadan, hemen hemen her bir yanlış hareketten sonra gerçekleşir.

Dorn Method’un 30 yıllık tarihi içerisinde tek bir hasta şikayeti kaydedilmemiştir.  Her bir işlem, sadece ve sadece hastanın dinamik hareketleri ile birlikte yapılmaktadır.

Her zaman Dorn Method öncesi doktorunuza danışınız. 
 
Hareketsiz Hastalar: Dorn Method’un en önemli özelliği, hastanın hareket halindeyken, onun hareketinin oluşturduğu dinamik ile çalışma yapmaktır.  Hastanın ayakta duramıyor olması ya da bacak/kol sallayamıyor durumda olması terapinin etkisini azaltacak kimi yerlerde de imkansız hale getirecektir.
 
Kazalar: Kaza ya da yaralanmalardan sonra, herhangi bir zarara neden olmamak için 6 ile 8 hafta sonrasında terapiyi uygulamak doğru olacaktır.
 
Kanser: Kanser hastaları, genellikle Dorn terapi ardından kendilerini daha iyi hissetmektedirler, ancak terapi çok nazik bir şekilde uygulanmalı ve hastanın yazılı imzası/sorumluluk kabulü ile yapılmalıdır.  Kanser kendi başına Dorn Method ile tedavi edilemez ancak bazı semptomlarda iyileşme görülebilir.
 
İltihabi durumlar: Akut inflimasyon ya da ateş durumlarında sadece semptomlar yok olduktan sonra terapi uygulanmalıdır.
 
Lumbago and disk kayması: Lumbago (Siyatik) hastaları, kendilerini rahat hissedecek şekilde hareketlerini yapabilir durumda çok nazik bir şekilde terapiye alınmalıdırlar.  Terapi öncesi ve sonrası Breuss Message yapılması tavsiye edilir.
 
Akut Migren: Migreni olan hastalar, ağrılar yok olduktan sonra terapiye alınmalıdır.
 
Hissiz ya da Felçi Hastalar: Basit semptomlar çok dikkatli ve nazikçe terapiye alınabilir ancak bir Nörolog’un tavsiyesi sonrası yapılmalıdır.
 
İlaç altındakiler: İlaç kullanımında olan hastalar, çok dikkatlice terapiye alınmalıdır.  Zira kullanılan ilaçların yan etkisi olarak zayıflayan kemikler ya da kanama eğilimi gibi durumlar sözkonusu olabilir.
 
Çabuk kanama eğilimde olan hastalar, sadece ve sadece deneyimli Dorn Therapist’ler tarafından işleme alınmalıdırlar.  Aynı şekilde kemik erimesi (osteoporosis) olan hastalar da (ki Dorn Therapy’den faydananırlar) deneyimli bir terapist tarafından uygulamaya alınmalıdır.
 
Hamile: Kişinin yazılı izni ve sorumluluk alması ile terapi yapılabilir.  Ancak Dorn Method’un geçmişinde böyle bir konu gerçekleşmemiş olsa dahi hamileliğin yedinci ayından sonra Lumbar bölgede yapılacak olan düzeltmelerin “erken doğuma” neden olabileceği bir kenara not edilmelidir.  Bir çok hamile kadın Dorn Method doğru uygulandığı takdirde faydasını görmektedir.
 
Çocuklar ve bebekler ebeveynlerinin izinleri doğrultusunda ve kendilerinin de fiziksel olarak orada bulunmaları ile terapiye alınabilirler.

Dorn Method’un kurucusu Dieter Dorn, bunu kişinin kendi kendine yardım ederek düzeltmesi şeklinde geliştirmiştir.  Bu bakış açısı ile tamamen terapiden farklıdır.  Burada hastalar genellikle problemlerinin nedeni öğrenirler ve güvenli, nazik ama etkili bir terapi alırlar ve günlük hayatta yapabilecekleri basit egzersizler ile hayatlarının sonuna kadar nasıl ağrısız kalacaklarını öğrenirler.  Böylece, prensipte Dorn Method Terapisti, size Dorn Method’u kendinize nasıl uygulayarak, ağrısız hayatınıza devam edeceğinizi öğretmiş olur. 

Bu arada basında ya da farklı ortamlarda karşınıza çıkacak olan Dorn Method, Dorn Therapy ya da Dorn Spinal Therapy olarak adlandırılan yöntem aynı olup, adlandırılmaları fark etmektedir.  Ben ise kesinlikle Dorn Method diyorum; zira terapiyi hastanın katılımı ile yapıyor, akabinde de kendisinin bundan sonrasında ihtiyacı halinde terapiyi nasıl uygulayacağı metodu öğretiyorum.
 
Omurga problemleri ya kaymış bir eklemi yerleştirmek için kaç seans gerekmektedir? 
Genel olarak ifade edilebilecek bir seans sayısı yoktur.  Bir çok durumda daha ilk seansta kişi kendini çok daha iyi hissetmektedir.  Ancak iki seans muhakkak yapılmakta, bazı durumlarda üç seansa kadar çıkmaktadır.  Kişinin durumu ile doğru orantılı olarak sene içerisinde bir ya da iki kontrol terapisi önerilmektedir.  Eğer skolyoz gibi, MS gibi uzun dönemli hastalıklarda bir çalışma gerekiyorsa, hastanın kendisinin ya da ailesinden birinin terapiyi öğrenerek, ona yardım etmesi daha doğru olacaktır.

Skolyozun durumuna bağlı olarak evet.  Çok ciddi skolyoz hastalarında dahi başarı sağlanmıştır.  Temelde pelvic denge sağlanarak, skolyozun ilerlemesi engellenmekte, ancak ardından hastanın göstereceği sabır ve çalışma temel olmaktadır.  Zira düzeltme aylar ya da zaman zaman seneleri bulmaktadır.  Bu durumda en doğrusu hastanın kendisinin ya da akraba/arkadaşının terapiyi öğrenerek uygulaması olacaktır.
 

Hastadan hastaya değişmekle birlikte, genellikle terapinin olumlu sonucu uzun süre devam eder.  Ancak burada esas olan hastanın, terapistin kendisine öğrettiği “kendi kendine yardım egzersizlerine” ve “duruş şekillerine” sadık kalarak, vücuttaki fizyolojik yenileme ihtiyacı için olan süreyi sağlamasıdır.  Kişinin hayat tarzının ve alışkanlıklarını değiştirmesi iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.  Aksi takdirde ağrılar muhakkak tekrarlayacaktır.

Hayır.  Dorn Method hiç bir alet kullanılmadan, ilaç ya da ameliyat gerektirmeden, sadece eller ile yapılan bir terapidir.

Hasta, terapistin öğrettiği şekilde günlük hayata devam edecektir.  Ancak terapi sonrası ilk iki gece muhakkak sırtüstü, ayak altına yastık konularak yatmak esas olacaktır.  Terapinin alındığı hafta içerisinde ağır bir spor, ev taşıma, büyük temizlik vs gibi vücudun fazladan yorulacağı bir hareket içinde bulunulmayacaktır.  Terapi sonrası alkol kullanılmamasına, bol su içilmesine ve vücudun yanlış kullanılmamasına özen gösterilmelidir. 

Eklemlerin yeniden pozisyonlandırılmaları nedeniyle kaslar reaksiyon gösterip, terapiden sonra birkaç gün ağrı yapabileceği gibi hiç ağrının olmadığı durumlarla da karşılaşılmıştır.  Kişiye göre değişkenlik göstermektedir.  Bazı hastalarda nezle benzeri semptomlar ya da yorgunluk ve uyku hali oluşmaktadır.  Kimilerinde gülme krizi ya da ağlama isteği gibi psikolojik etkilerde olabilmektedir.